ALLAH AZZE VE CELLE...
  Ana Sayfa
 

 

 

        

   VE SEN YİNE...

Hasret damgasını vurur yüzüne bir tokat gibi, acılar eylül soğuğunda çatlayan ellerin gibi sızlatır kalbini. Feryadının duyulmadığı anın, toprak altında hesabındır…her gün yeniden doğmadan günaydın denmez sana… galip gelmeden hayata, sana  merhaba demez güneş… gece aydınlatmaz çehreni…bulutlar ağlamaz aşkına… sıradaki şarkıyı tutarsın, reklama girer hayatın… ve sen yine körsündür…

   Omzunda bir el hissedersin çoğu zaman… biraz buruk ,biraz acı dolu, yıkık… ama yinede arkandan tutmaya cesaretli bir dostun eli…sen bakmaya cesaret edemezsen ve hissedemezsen… o zaman yüzündeki tebessümler olmazsa, vefa yazar seni kaçak bir esir gibi vefasızlar defterine… zaman daraltır günlerini… susarsın yaşamaya ve su bulamazsın deryalar aksa da gözlerinin önünden… dokunamazsın … susarsın… içindeki çığlıklara  sen bile kulaklarını kaparsın. Gözlerindeki yaşlara ne mendiller dokunmak ister nede ellerin…ve sen yine körsündür…

      Yürüdüğün yolda ümidini yitirirsen toprak sana mekan olmaktan, gök seni duymaktan vazgeçer. Dönüp gidesi gelir güneşin…yağmurun durası. Ağacın solası gelir… ümitleriyle yaşar insan ve dualarıyla… onu dünyaya bağlayan ve dünyayı da ukbaya bağlayan  o ince çizgi kaybolursa, kendinden kaçmayı umarsın… yo yo umamazsın ümidini yitirmişken ümit edemezsin kendinden kaçmayı… o yüzden korkarsın. O yüzden ağlarsın. O yüzden darmadağınık, virane düşersin…o yüzden göremezsin sana duayı veren rabbini ve sen yine körsündür….

      Yüreğinin kapılarını açtım diyorsun ya.. yüreğinin harabeliğini görenin girmediğini hiç görmezsin.  Yüreğin harap… kim kapısız ve güvencesiz bir eve girmek ister ki. Camı kırık, çatısı bozuk üşüten bir yuvayı kim mesken tutmak ister ki kendine. Yine suç sende değildir. Giren girmez, senin yüreğini görmez der, başkalarını beklersin. Oysa sen yüreğini hiç görmezsin…oysa ne çoktur kapından girmeyi ümit edip hayal kırıklığına uğrayan .

      Şimdi iyi düşün. Yüreğinin binası ne kadar sağlam. Penceresi, çatısı, en önemlisi kapısı var mı. Peki yüreğin görmekten vazgeçeli kaç zaman oldu? Yüreğinde bir bakışın sıcaklığı var mı… o bakışta kendini bulmak var mı?

     İnsan yaşadıkça yaşlanıyor… ve her saniye hesabına yaklaşıyor.yaşamak…yaşarken  yanaşmak ölümün yanına, fısıldamak kulağına üç beş kelime. Sus ey ölüm sessizliğini bozma, sen böyle daha iyisin. Ve sen ey yüreğim  görmeyeli gözlerini kaybetmişsin.oysa hislerindi göz bebeklerin.ne çok şey kaybettin bir bilsen…  Gör ey gönlüm gör ki ne hallerdesin…

 

Hiçbir şey değişmez gözlerin yine aynı renkle bakar dünyaya anlarsın sonunda sana yine şunu söylerler gözlerin hala kör yüreğinin gözü müebbet …

 

                                                                         Nihal POLAT


 

 
  Bugün 1 ziyaretçikişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol